AYIN MAKALESİ
HAKİKAT NE İLE YAŞAR
Yaşadığım çağda bilginin de tarihin de öznesi konumunda değilim. Benim katkımın olmadığı bir tarih ve bilgi anlayışı içinde var olan hayatımın ne kadar öznesi olabilirim?
Hiç kimse ne bilginin ne de tarihin öznesi olma imtiyazına sahip değildir. Allah hiçbir faniye böyle bir derece vermemiştir. O’nun hepimize verdiği tek imkân ve dolayısıyla imtihan kendi hayatımızın öznesi olmayı başarabilmektir.
Hayatının öznesi olmayı başaranlara bilginin ya da tarihin akışında belli roller verilmiştir. Ancak hayatımızın öznesi olabildiğimiz ölçüde tarihe ve bilgiye katkımız olabilir, çünkü bize hayatımızdan başka müdahil olabileceğimiz bir alan verilmemiştir.
Dolayısıyla soru, hayatımızın öznesi olmayı nasıl başaracağımızdır. Bu da bilgisiz ve zamanını tanımadan olmaz.
Bilgi niye en başta güç olmuştur? Zamanın ruhu var mı ve bizden ne istiyor? Bu sorular, zamanımızın çocuğu olarak nerede, kiminle ve ne şartlarda yaşadığımızı anlamamızı sağlayacak. Bunun için zamanımıza uymak değil uyanmak gerekiyor.
Zamanına uyanmak demek, zamanının tehlikelerinin farkına varmak demektir. Tuzağın nerede olduğunu bilmiyorsan tuzaktan emin olamazsın. Tuzağın nerede olduğunu bilmiyorsan kimseyi tuzaktan emin kılamazsın.
Ve biz bütün bu algılama, anlama ve nüfuz etme çabasından sonra bir tarif getireceğiz. O tarif bizi, bilgiyi, zamanı, etrafımızı, hâsılı hayatı bir yere oturtacak. O yerin öznesi biz olacağız, çünkü tarifi biz yaptık, aksiyona da biz karar vereceğiz.
Mehmet Lütfi Arslan